Avrupa Birliği (AB) Komitesi İklim, Net Sıfır, Pak Büyüme ve Vergiden Sorumlu Üyesi Wopke Hoekstra, Brüksel’de mevcut durumda geçiş etabında olan ve 2026 başında tam olarak yürürlüğe girmesi öngörülen, AB’nin kendi eserleri için ödenen karbon fiyatı ile ithal mallar için ödenen karbon fiyatını eşitlemeye yönelik Hudutta Karbon Düzenleme Düzeneği (CBAM) hakkında açıklamalarda bulundu.
Sınırda karbon vergisi kapsamındaki emisyonların neredeyse tamamının ilgili şirketlerin yalnızca yüzde 20’si tarafından üretildiğini belirlediklerini anlatan Hoekstra, AB’nin CBAM’i en büyük ithalatçılarla sınırlamayı değerlendirdiğini tabir etti.
Hoekstra, AB’de bürokrasiyi azaltma ve üretkenliği artırma uğraşlarının bir kesimi olarak, birçok işletmeyi CBAM ahenk sürecinden ve maliyetlerden kurtarmak istediklerini anlattı.
Karbon ağır kesimler olan çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen ithalatına uygulanacak CBAM kapsamında, bu kademede AB ithalatçılarının eserlerin hacmini ve üretim sırasında ortaya çıkan sera gazı emisyon ölçüsünü raporlaması gerekiyor.
AB, halihazırda 2026’da başlaması planlanan kesin periyoda yönelik metodolojiyi geliştirmek için bilgi toplamaya ve çalışmalar yapmaya devam ediyor.
Etraf siyasetleri karmaşık ve maliyetli bulunuyor
2026’dan itibaren ise ithalatçıların eserlerinin sera gazlarına karşılık gelen sayıda CBAM sertifikası satın alıp teslim etmesi gerekecek. AB ile denk düzeyde karbon fiyat sistemine sahip olunması durumunda ise fark ödenmeden AB’ye ihracat yapabilecek.
AB’nin CBAM uygulaması başta ABD ve Hindistan üzere ülkeler tarafından sert biçimde eleştiriliyor.
Öte yandan, AB’deki şirketler, Birliğin sürdürülebilirlik ve etraf siyasetlerini karmaşık ve maliyetli buluyor.
AB Kurulu, son periyotta iş ortamını geliştirmek ve AB’yi daha rekabetçi hale getirmek için çeşitli siyasetlerin kolaylaştırılmasını içeren bir paket üzerinde çalışıyor. CBAM’de yapılacak değişiklik teklifinin de bu pakete dahil edilebileceği düşünüyor.