Bahçeli’den Müsavat Dervişoğlu için “Sülün Osman” benzetmesi
DEM Parti’ye yaptığı tarihi İmralı davetiyle kamuoyunda geniş yankı uyandıran MHP önderi Devlet Bahçeli ile İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu arasındaki tartışma alevleniyor.
DERVİŞOĞLU’NUN SÖZLERİ BÜYÜK TARTIŞMA YARATMIŞTI
Bahçeli geçtiğimiz hafta partisinin küme toplantısında konuşan İYİ Parti başkanı Dervişoğlu’nun kendisine yönelik “Buradan kendilerine sesleniyorum: Benim hürmetim sana değil, oturduğun koltuğadır. Zira ben o koltuğun birinci ve gerçek sahibini tanıyorum. Şahsına bu vakte kadar gösterdiğim saygıyı, o koltuğun gerçek sahibine duyduğum vefanın sadakası saymanı da temenni ediyorum. Bu kadarı sana kâfi, fazlası da esasen bana yakışmaz. Biz seni topaç üzere kimlerin çevirdiğini biliyoruz” kelamlarına karşılık verdi.
BAHÇELİ’DEN “SÜLÜN OSMAN” BENZETMESİ
MHP’nin bugünkü toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dervişoğlu için “Sülün Osman” benzetmesi yaptı.
“HİÇBİR HAİN KALKIŞMAYA MÜSAADE EDİLMEYECEKTİR”
Bahçeli’nin tabirleri şu biçimde; “Kılıç hakkının ne olduğunu bilmeden, bu hakkı lisanına dolayanların temel sıkıntı ettiği hakkın cukka hakkı olduğunu bilmeyen mi vardır? Hiç kimse meraklanmasın, siyasetin sülün Osmanları da alavereden dalavereden geri durmasın; Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı varken biri ikiye çıkaracak, Türkiye Cumhuriyeti’ni 1923 kuruluş ideolojisinden ayıracak, üniter ulusal devleti ortadan kaldıracak hiçbir hain ve hasmane kalkışmaya müsaade edilmez, edilemez, edilmeyecektir.
“BİZİ BİLEN BİLİR, BİLMEYEN DE KENDİ ÜZERE BİLİR”
Biz hala olduğumuz yerdeyiz. 56 yıldır ne diyorsak oyuz. Çizgimizden ve unsurlarımızdan ödün verecek kadar şuursuz hiç değiliz. Kaynağını Türk-İslam davasında bulan Türk milliyetçiliğinden en ufak sapma göstermek fikri namusumuzu tartışmaya açmaktır ki, bu bizim için kıyametin kopuşudur. Türklük varlığımızın erdem nişanesidir. Türk milleti iftiharla bağlandığımız beşeri prestij ve irademizdir. Bin yıllık kardeşlik üzerinde titrediğimiz muazzam emanetimizdir. Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi üzere bilir.”
