Yenidoğan Çetesi Skandalında Sıhhatte Gelişmeler

SAĞLIK Bakanlığı bünyesinde kurulan Yenidoğan Ağır Bakım, Kontrol ve Değerlendirme Bilimsel Kurulu Başkanı, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Esin Koç, insanlıktan nasibi almamış bireylerin bir ortaya geldiği ve bebeklerin vefatına sebep olduğu çetenin, Türkiye’nin sıhhatte en gelişmiş alanlarından olan ‘yenidoğan’ ismini gölgelememesi gerektiğini belirterek, “Bu çetenin en ağır cezayı alacağına kuşkumuz yok. Denetlemeler aslında yapılıyordu. Tahminen bundan sonra daha ağır bir biçim alabilir” dedi.

Toplumsal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) daha fazla para almak için İstanbul’da yenidoğan bebekleri mutabakatlı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız çıkar sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak vefatlarına neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen’in ortalarında bulunduğu 26’sı tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü. Türk Neonatoloji Derneği Başkanlığı vazifesini de yürüten Yenidoğan Ağır Bakım, Kontrol ve Değerlendirme Bilimsel Kurulu ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Esin Koç, çeteyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

‘YENİDOĞAN ÇETESİ’ DENİLMESİ YANLIŞ ALGI YARATIYOR

Bu çeteye ‘Yenidoğan Çetesi’ denmemesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Esin Koç, “Böyle denildiğinde güya yenidoğan uzmanlarının yaptığı ve onlardan oluşan bir çete üzere çok yanlış bir algı oluşuyor. Halbuki bu çete insanlıktan nasibini almamış bireylerin bir ortaya geldiği bir küme ve ortalarında değil yenidoğan uzmanı, çocuk hekimi dahi yok. Doktor olmayan kişiler ailelere doktor olarak tanıtılmışlar. Bu durum birtakım bebeklerin hayatına mal olmuş. Toplumda da büyük bir infial yarattı. Birçok hamile bayan ve bebekleri ağır bakımda yatan aileler çok büyük telaşlar yaşadılar” diye konuştu.

BU OLAY SIHHAT ÇALIŞANLARINA MAL EDİLMEMELİ

İstanbul’da yaşanan bu olayın tüm Türkiye’ye, hele ki sıhhat çalışanlarına mal edilemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Koç, “Yenidoğan ağır bakım ünitelerinde çalışmak çok zordur. Hekimler ve hemşireler geceli gündüzlü bu bebekleri kurtarabilmek için ailelerini ihmal etmek değerine bu bebekler için çalışırlar. Aylarca da o bebeklere baktıkları için bir müddet sonra kendi çocukları üzere olur. İşte bu kadar büyük fedakarlıkların bu münferit olaylar yüzünden gölgelenmesi, halkta bu hususta bir kaygı, bir kuşku yaratılmasını haksızlık olarak görüyorum” dedi.

TÜRKİYE’DE ‘YENİDOĞAN’ EN GELİŞMİŞ ALANLARDAN BİRİDİR

Ailelere de bildiri veren Prof. Dr. Koç, şöyle devam etti:

“Türkiye’de ‘yenidoğan’ en gelişmiş alanlardan biridir. Çok küçük, prematüre bebekleri yaşatabiliyoruz. Ömür kaliteleri giderek düzgünleşiyor. Bu kadar fedakarlıkları göz gerisi etmemek lazım. Sıhhat çalışanlarının da moralini bozup, meslekten soğutmamak gerek. Zira bebeklerimizin de hekimlere, hemşirelere muhtaçlığı var. Türkiye’deki tabipler dünyanın her yerindeki tabipler kadar güzel ve onlardan çok daha fedakardır. Aileler; nasıl ki bir restorana, otele giderken araştırma yapıyor, oraya gidenlerden referans alıyorsak, doğum yapılacak hastaneyi, orada yenidoğan ünitesi olup olmadığını ve uzman takım var mı bunu evvelden araştırmaları düzgün olacaktır. Doğal denetleme yapamaz aileler lakin en azından bunları araştırırsa biraz daha korkuları azalacaktır. Bu çetenin en ağır cezayı alacağına kuşkumuz yok. Denetlemeler zati yapılıyordu. Tahminen bundan sonra daha ağır bir form alabilir.”